AKP’deki ‘Ekrem İmamoğlu’ tartışması dinmiyor!

0


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyon ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, AKP’de çatlak yarattı.

AKP’nin kurucularından Hüseyin Çelik, süreci eleştirerek, “Yargılama biçimini doğru buluyorum” dedi.

Bu durumun Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral sert yanıt verdi.

Saral, “Bir dönem AK Parti saflarında kişinin bugün hükümete ayar verme çabası, yüzsüzlük ve siyasi ahlaksızlıktır. Koltuğu kaybetmesine karşı cepheye geçenlerin samimiyeti sorgulanır. Bu tutum en hafif tabirle nankörlük, esasen ihanettir” kullanıldı.

AKP’nin içindeki Ekrem İmamoğlu tartışmasına son olarak eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner de dahil oldu…

Metiner, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “AK Parti’de iki kesim insan tipi” başlıklarını kullanarak başlığını yazdı:

Birinci Kesim:

İçlerinde bazı kurucu isimler de olan bu kesimin sağlanması gereken her yere gelmişlerdir. Sözgelimi Cumhurbaşkanı, bakan, meclis başkanı, genel başkan yardımcısı vs olmuşlardır. O tarihlerde Reis’i de partiyi de herkesten çok sahiplenmiş ve savunmuşlardır. En ufak bir AK Parti eleştirisini bile hoşgörüyle karşılamışlardır. Hoşnutlukları dönemdadır.

Daha sonra makamların gidişat bozukluklarını öncekinden alttan alta, sonra da açıktan açığa çıkan kesmeden kaçınmayan bu kesime göre AK Parti’nin Asr-ı saadeti bir tek günlern boyunca görev yaptığı yıllar. Daha sonra AK Parti’nin temel politikalarından sapmış ve Erdoğan tek adam olmuştur.

Şahsen kendilerinin güçlerinin sahibi olduklarında başka türlü, o güç gittiğinde de başka türlü konuşan, yani kişisel güçlerine ve konumlarına ve/ya da gördükleri itibara veya itibar kaybına göre rollerine göre, en fenası da bu kişiselliklerini emin haktan görünerek yapanları ilkeli bulduğum gibi güvenilir de bulmam.

İkinci Kesim:

Hayatının hiç bir evresinde Reis’i ve temsil ettiği değerleri benimsememiş, hatta Reis’e ve değerlerine karşı başka partilerde amansız mücadele vermiş bazılarının Reis’in ve partisinin gücünden faydalanmak için yaltaklanmaları.

Kendi partilerinden koparak sörf gücü ve itibar elde etmek için Reis’e yaltaklanmaları. Reis nerede ise orada görünmeleri.

Bu tipin karakteristik özelliği şudur: Reis’ten çok Reisçilik taslamaları. Reis üzerinden sağladıkları konjonktürel itibarlarını dayanıklılık durumuna adamış insanlar, yani evin sahiplerini ötelemeye çalışıyorlar.

Bu tip siyasetçilerle ilke ve erdem tabirlerini yan yana getirmeyi bile yanlış adderim.

Üzücü olan, dönemsel olarak bu tip insanların ellerinde tutulmazlardı. Bu da alarmı mümkün olmayan kırgınlıklara, küskünlüklere ve hatta kopmalara yol açan bir zararlı sürece dönüşüyor.

KEŞKE;

Birinci kesimdekiler kişisel olarak yapmayıp ağabeylik rolüyle herkesten çok faydalanılsalardı.

Reis’in ve partinin arkasında dimdik dursalardı.

Varsa uyarı ve eleştirileri, onların da özgürlükleriyle ve siyasi emellerine hizmet etmeden Reis’i ve partiyi sahiplenerek yapabilselerdi.

Hiç şüphesiz bu çok faydalı ve işlevsel bir güç olacaktı.

İkinci kesim elemanlarının da geldikleri yerde ömürlerini davasına adamış kimselere saygıda kusur etmeseler, hatta onları ertelemek veya baskılamak gibi yanlış yollara başvurmasalar. Evin asıl sahiplerine karşı gerekli asgari saygıyı göstermeyi öne çıkarmak için onları türlü entrikalarla geriye itme yolunu tevessül etmeseler.

Rollerini ve güçlerini abartıp gelmeleri partiyi tasarlamak gibi tepki verecek yanlış yollara hiç başvurmasalar. İşte o zaman daha çok benimsenir ve sayılan kişilerdir.

Ve keşke bu kesim parçalarının ömür uzunluğuna adanmışların tepesine çıkarılmasısa. ürünlerin geciktirici davranışlarına asla izin verilmemesine izin verilir.

İkisi bir araya gelince parti darbelenmiş oluyor, biline!

Her şeyi yeni baştan gözden geçirmenin zamanıdır, hatırlatırım.

Hem birinci kesim elemanları hem de ikinci kesimdekilerin pozisyonlarını tekrar gözden geçirmeliler.

Reis ve AK Parti genel merkezimizin her iki kesime yönelik yeni bir siyasa belirlemesi de elzem görünüyor.

Benden demesi.”

AKP’Lİ KÜLÜNK’TEN ABDULLAH GÜL’E ÇAĞRI

AKP’li Metin Külünk de tartışmalara dahil oldu. Külünk, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çağrı yaptı. Külünk, “Sözde ‘kardeşim’ diyorn insanlara pusu bırakıyor! Açık açık siyaset sahnesine çık! Yanına Bülent Bey’i ve diğer arkadaşlarını da al; siyaseti perde arkasında değil, milletin önünde yap! Delikanlı gibi siyaset yap! Sayın Erdoğan’a karşı düello yapıyorsunuz, açıkça yap; pusu siyasetiyle değil! Finansal Darbenin Arkasında Kim Var?” dedi.

Külünk şu ifadeleri kullandı: 

Ekrem İmamoğlu isimli şahsın adının geçtiği, güçlü şüphe, bilgi, belge, delil ve itiraflara dayanan, çıkar amaçlı suç örgütü işleminin arkasında kimlerin olduğu artık gün gibi ortada.

15 Temmuz öncesinde ve sonrasında FETÖ hakkında tek kelime eden ekip de bu.
Sayın Erdoğan’ı içerideki sızıntı unsurlarıyla yalnızlaştırmaya çalışan, onu kilitlemeye çabalayan, AK Parti’yi CHP ile birlikte kullanmak zorunda bırakan kadro da bu.

Demek ki 15 Temmuz’un tamamlanmasının sinsi yapısı da bu ekip!

Türkiye’yi Oded Yinon Planı ve Büyük İsrail Projesine mahkûm etmek isteyen aynı düzen!

Türkiye’de Siyasal İslamcılık ya da Siyasal Muhafazakârlık adı altında;

📌 Yerlilik,
📌 Vatanseverlik,
📌 Bağımsızlık,
📌 Devletin bekası,
📌 Anadolu irfanı

gibi kadim değerleri anayasal hale getirip paganlaşmanın yolunu açmak isteyen;

📌 “Ümmet” gibi kutsal bir bilginin,
📌 “Dindarlık” gibi kutlu bilginin

hükümdarlığa saklanarak bu hükümdarlık emperyalizme teslim etmeye çalışan, kontrollü tespit edip ve unsurlar ile yüzleşmeden;

ve Müslüman mahallesinde salyangoz satıp salyangozluğu da saklayan bu davranışlarla hesaplaşmadan,

Türkiye’nin aralıklı mücadelesinde ne zirveye ulaşılabilir, ne mesafe kat edilebilir.

SON SÖZ

Türkiye’nin kaderiyle oynamaya çalışan, kapalı ve dışarıda aynı merkezden yönlendirilen bu yapılar;

Sadece bir siyasi mesele değil,
doğrudan milletin ve devletin bekasıyla,
ve hatta insanlığın dostu olan Türk milletinin evrensel sorumluluğuyla ilgilidir.

Gereksiz açık durma, açık mücadele ve açık hesaplaşmadır.

Gerisi sadece oyalanmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir