600 günün bedeli: Gazze’yi yıkan savaş, İsrail’i de içten çökertti

Gazze’ye yönelik saldırıların günlük doğrudan maliyetinin 300 milyon şekel (82 milyon dolar) olduğu belirtiliyor. Bu hesap yalnızca ordu ve savunma harcamalarını kapsıyor. Savaşın dolaylı maliyeti olan sivil tahliyeleri, altyapı tahribatı, psikolojik rehabilitasyon, tazminatlar gibi kalemler bu hesaplamaya dâhil değil.
57 milyar şekel, yedek askerlere yapılan ödemelere; 40 milyar şekel, mühimmat ve savunma sistemlerine; 22 milyar şekel, araç, uçak ve donanım alımlarına; 9 milyar şekel, iletişim ve istihbarat altyapısına; 5 milyar şekel, yaralılar ve ailelerine yapılan yardımlara harcandı. Şu ana dek 16 bin asker yaralanırken, bunların %50’si ağır psikolojik sorunlar yaşamakta.
Netanyahu’nun 600 günde dönüştürdüğü İsrail
Savaşın askeri bilançosundan daha çarpıcı olan ise İsrail’in iç siyasi düzeninde yaşanan çözülme. Başbakan Binyamin Netanyahu, geçen 600 gün içinde yalnızca bir savaş yürütmekle kalmadı; aynı zamanda İsrail’in yasama, yürütme, yargı ve istihbarat yapısını birbirine düşüren bir lider profiline dönüştü.
Yargının “anayasaya aykırı” dediği kararlara rağmen, atamalar yaptı. En dikkat çekeni, anayasa mahkemesinin kabul etmediği asker kökenli bir ismi istihbaratın başına getirmesiydi. Ordu içinde ciddi çatlaklar oluşurken, yargı ile yürütme sürekli karşı karşıya getirildi. Netanyahu, mahkeme kararlarını hiçe sayan, siyasal ve kurumsal kutuplaşmayı körükleyen bir başbakan konumuna geldi.
Bu kaosun ortasında İsrail halkı da ağır bir bedel ödemeye devam ediyor. Ekonomi zorlanıyor, vergiler artıyor, 2025 yılı için “kemer sıkma bütçesi” ilan edildi. Ancak maliye yetkilileri, savaşın sürmesi durumunda bu bütçenin de yetersiz kalacağını ve 2026’da yeni bir vergi dalgası yaşanabileceğini belirtiyor.
Gazze’de işgal, içeride çöküş
600 gündür süren saldırılarla Gazze’de 55 bini aşkın Filistinli hayatını kaybetti, bölgede açlık ve kıtlık yaygınlaştı.
İsrail ise yardımların girişini engellemeye devam ediyor. Netanyahu’nun yönetimi sadece Gazze’yi yıkmakla kalmadı, aynı zamanda İsrail’in demokratik kurumlarını da felç etti. Gelinen noktada İsrail, hem sahada hem içeride derin bir krizle yüzleşiyor.